Toplumsal Haber Merkezi

Gazeteci Erk Acarer, X hesabından siyasal iletişimci Evren Barış Yavuz'un bir sosyal medya paylaşımını bahane ederek İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ni (İBB) ve Ekrem İmamoğlu'nu hedef alan AKP'li Cumhurbaşkanı Selçuk Bayraktar'ın ağabeyi Haluk Bayraktar'ın çıkışını değerlendirdi. 

Değerlendirmesinde Sabah gazetesindeki diğer damat Berat Albayrak'a yönelik "Halkın yanında devlete kar yaptırdı" haberine de dikkat çeken Acarer şunları kaydetti:

1-Baykar’ın patronu ve damat Selçuk Bayraktar’ın abisi Haluk Bayraktar, neden durduk yere İmamoğlu çıkışı yaptı ve sürdürüyor? Sabah Gazetesi niye diğer damat Berat Albayrak’a ilişkin ‘Halkın yanında devlete kar yaptırdı’ haberi yaptı. Anlatmaya çalışayım.

2-Ekrem İmamoğlu’nun yabancı basın tarafından ‘genç lider’ olarak lanse ediliyor. Oyun değişti! -Saltanat elden kayar mı, endişesi oluştu -Bayraktar ve Albayrak isimleri arasında da rekabet ve rol çalma yarışı var -Geçmiş dönemden bugüne aile-devlet ilişkileri iç içe! Bu endişe nedeni, İsrail endişe nedeni.

3-Bizi ilgilendiren geçmişten beri yaşananlar. Bu ‘tasmalı’ ifadelerini de buradan değerlendirmek mümkün! Bunları bilmek bu açıklama ve haberleri anlama klavuzu olacaktır. Bakalım mesele Vatan Millet Sakarya mı yoksa cepteki sıcaklık mı? İşte damatların birbirini tamamlayan hikayesi…

4-Mayıs 2014’te Irak, Türkiye’yi, Paris’teki Uluslararası Ticaret Odası’na şikayet etti. Kaçak petrol sevkiyatı nedeniyle Türkiye’den 250 milyon dolar tazminat istedi. Dava, Mart 2023’te, 9 yıl sonra sonuçlandı. Davayı kazanan Irak’a 1.5 milyar dolar ödenecekti. Faiziyle birlikte meblağı 3.5 milyar dolara çıkıyor.

5-Tazminat konusu, Türkiye’nin, Irak Devleti çatısı altında bulunan, Bölgesel Kürt Yönetimi ile birlikte petrol kaçakçılığı işine girmesiydi. Kürdistan bölgesindeki petrol, ‘birileri vasıtasıyla’ usülsüz bir biçimde alınmış, satılmıştı.

6-Kimdi bu birileri? Tartışılan en önemli firma PowerTrans Petrol ve Enerji Ticaret A.Ş’ydi. Şirketin gizli sahibinin Çalık Grubu ve damat Berat Albayrak olduğu hiç gündemden düşmedi.

7-Şirket, Mart 2011’de yüzde 50 hisse Ahmet Muhassıloğlu’na, yüzde 50 de Grand Fortune Ventures’a ait olarak kurulmuştu. Muhassılıoğlu bir dönem Çalık Holding’in Türkmenistan’daki CEO’suydu.

8-Kurulduktan 4 ay sonra bir başka gelişme yaşandı. 61’inci Hükümetin ilk Bakanlar Kurulu toplantısında önemli bir karar çıktı: “Ham petrol ve jet yakıtının Türkiye üzerinden kara ve demir yoluyla taşınması.” Gümrük Kanunu’na göre alınan karardan birkaç ay önce kurulan PowerTrans A.Ş, petrol ticaretinde adeta tekel haline getirilmişti. Hemen sermaye artırımına gidildi.

9-Nisan 2011’de Ahmet Muhassıloğlu Powertrans’taki yüzde 50 hissesini Lucky Ventures’a devretti. Powertrans, tamamen Grand Fortune Ventures ve Lucky Ventures adlı iki şirketin oldu… Bu iki şirketin gerçek sahipleri bilinmiyor.

10- Muhassıloğlu, Çalık’ın muhtemel paravanı olarak Powertrans ile bağını hiç kesmedi. Çalık’ın önemli yöneticileri de Powertrans’ın üst düzey görevlerine getirildi. Powertrans’ta görev alan kritik isimlerden biri ise Barzani ailesinin adeta kankası olan Muhsin Nezir’di. Kuzey Iraklı milyarder 2006’da Türkiye vatandaşı olmuştu.

11-Yani ‘aile şirketinin’ kafasında devlet imtiyazlarını kullanarak hep petrol işi yapmak vardı. Bunun için bağlantılar henüz AKP iktidarının ilk yıllarında kuruldu. Bir şans olarak petrol işi Suriye’deki savaş nedeni ile çok daha karlı hale geldi. IŞİD’in sahneye çıkıp Musul’a kadar olan petrol bölgelerini ele geçirmesi ile kaçak petrol ticareti başladı.

12-Bu 2 şekilde gerçekleşiyordu, Birinci yol, Türkiye komşusu IŞİD, el Kaide ve cihatçı bölgelerinden TIR’lar giriyor, önü açılan irili ufaklı şirketler kar ediyordu.

13-Mesela anımsarsınız, Brezilya’da jetinde ‘pudra şekeri’ yakalanan ve halen tutuklu olan kardeşi ise AKP’den aday adayı olmuş Şeyhmuz Özkan gibi şahıslar bu dönemin ‘petrol’ patronlarıydı. İşler değişince uyuşturucu işine kadar düştüler.

14-İkinci yol daha büyük ölçekliydi. Kaçak petrol Ceyhan Terminaline gidiyordu. İsrail en büyük alıcıydı. Büyük petrol firmaları ile anlaşmaları bulunan Bağdat’ı kızdırmamak gerekiyordu. Bu nedenle gemiler önce İsrail, Ashkelon’a götürülüyor, sonra alıcılar, tankerleri Malta açıklarında gemiden gemiye transfer ediyordu.”

15-Reuters; ‘İsrailli petrol şirketleri ve alıcılarının sevkiyatları, uydu sistemleri, ticari kaynaklar incelenirse günde 240 bin varil petrol ithal edildiği görülür’ diyordu. Ceyhan’dan İsrail’e giden petrol, Irak’ın sevkiyatına yaklaşıyordu.

16-Ama petrolün başka bir yolculuğu daha vardı. Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile anlaşma ile transfer. Tabii buralarda da yol verilen işler, AKP’lilerden patronlar yaratıyordu. Mesela AKP eski Adıyaman Milletvekili Ahmet Aydın'ın kuzeni ve danışmanı Ömer Işık, Balyalar halindeki Eurolar ile görüntülenmişti. Adıyaman’ı parselleyen Aydın petrol işine hevesliydi ama pek beceremedi.

17-Petrolden sonuna kadar istifade edildi. Ticaretin bir bölümü ancak 2016’ya kadar sürebildi. IŞİD yenilip alandan çekilene kadar. Varil varil depolandı. 18 Mayıs 2018'de AKP-MHP- BBP’nin Yenikapı'da birlikte düzenlediği "zulme lanet kudüs'e destek" mitinginin ertesi günü 19 Mayıs'ta İsrail'in Aşkelon Limanı'na gizlice 1 milyon varil petrol sevkiyatı yapıldığı ortaya çıktı.

18-Bu karlı ticaretin sonunda ne oldu? Powertrans, Temmuz 2022’de elden çıkarıldı. Şirketi paravan şahıslar tarafından satıldı. Yeni başkan ve başkan vekili BAE vatandaşı Fausiya Abdul Razack ve Fuad Mohsen oldu. Şirketin satılması, Erdoğan’ın, 15 Temmuz’un finansörü dediği BAE ile ilişkileri düzeltme ve bir dizi anlaşmalar yapmasından dört ay sonra gerçekleşti. Alan aldı, satan sattı! Türkiye şantajlara, pazarlıklara açık hale geldi? Parayı kim kazandı? Bedeli kim ödüyor?

19-Geçelim Albayrak’tan Bayraktar’a yani öbür damada. Bir ticaret bittiğinde diğeri başladı. Suriye savaşı üzerine Libya bindi. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2019 Haziran’ında Libya’ya silah temin edileceğini duyurdu. 1 ay sonra ise Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (cihatçı taraf) Başkanı Fayez al Sarrac’ı İstanbul’da ağırladı. Bu görüşmenin hemen ardından Libya’ya yüklü miktarda savaş malzemesi gitti.

20-Cihatçıların elindeki Humus, Misurata, Trablus ve Sirte limanlarına içinde 10 bin Ton ağır ve hafif silahlar ile mühimmat olan 360’ın üzerinde konteyner indirildi. Büyük bir gemide Türk yapımı İHA’lar ve zırhlı araç KİRPİ’ler vardı.

21-4 Eylül 2019’da ‘bir firmaya’ imtiyaz verildi. 1504 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Yayımlandı. Kararın amacı; Baykar Makina Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından İstanbul, Edirne ve Tekirdağ ile İstanbul Özel Endüstri Bölgesi ve ilave alanlarında yapılacak olan insansız hava araçları ve akıllı sistemler üretim tesisinin desteklenmesiydi.

22-Yatırımın konusu, İnsansız hava araçları ve akıllı sistemler üretimiydi. Teşvik tutarı : 600.000.000 TL’ydi. (Aslında teşvik kararnameden önce verilmişti bile. Başlangıç tarihi, 28 Ocak 2019’du.)

23-Kasım 2019’da başka ve çok daha ilginç bir şey oldu. Libya ile Türkiye arasında İstanbul’da imzalanan, "Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakat Muhtırası TBMM’den geçti! Buna göre:

24- Libya’ya malzeme ve planlama desteği verilecek, -Türkiye ve Libya’da güvenlik ofisi kurulabilecek, -Libya’ya kara, deniz, hava silahları ve eğitim üsleri tahsis edilebilecekti, -Silahların kullanılmasına yönelik danışmanlık verilecekti, -Ortak tatbikatlar yapılacaktı, -Askeri gereçler satılabilecekti Ve sıkı durun Libya’da ‘misafir personel’ olarak adlandırılan ‘savunma ve güvenlik kuruluşu mensubu siviller ve birlikler gönderilecekti!

25-Maddeler 2 kuruma göre yapılmış gibiydi: SADAT ve Bayraktar! Yani silah anlaşması yapıldı, yasalar çıkarıldı. Aile ve danışman şirketlerinin önü açıldı. Peki bu işler olurken, Birleşmiş Milletler (BM) Libya’ya yönelik olarak ne diyordu: Silah Ambargosu kararı var! Biri Ümmetçilik oynar, ajitasyon çeker, diğerleri bu ajitasyonu paraya çevirir. Tek niyet bu düzenin sürmesidir. Bir gün biteceğini düşünmek bile insanı hırçınlaştırmaya yeter!

Acarer, paylaşımına bu ilişki ağlarını deşifre ettiği YouTube programlarının linklerini de ekledi: