Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanmasını talep etmek amacıyla her hafta Galatasaray Meydanı'nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, 1075. hafta eyleminde Mardin/Dargeçit'te 1995 yılında kaybedilenlerin dosyasını gündeme taşıdı.

Basın açıklamasını okuyan Maside Ocak, insanlığa karşı suçlarla yüzleşilmeden Türkiye'nin demokratikleşemeyeceğini vurguladı.

Erdoğan:  Aslolan insandır insan
Erdoğan: Aslolan insandır insan
İçeriği Görüntüle

🧒 Dargeçit’te Kaybolan 8 Kişinin Akıbeti

29 Ekim – 8 Kasım 1995 tarihleri arasında Mardin/Dargeçit’te yapılan baskınlarda, aralarında çocukların, lise öğrencilerinin ve kadınların da bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bunlardan Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13), Nedim Akyön, Mehmet Emin Aslan, Abdurrahman Olcay, Abdurrahman Coşkun, Süleyman Seyhan ve daha sonra kaybedilen uzman çavuş Bilal Batırır'dan bir daha haber alınamadı.

Yıllar süren mücadele ve kazılar sonucunda, kayıpların ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine özel askeri bölgedeki kuyularda ulaşıldı.

Beraat Kararına Karşı Adalet Mücadelesi

Olaylarla ilgili dönemin tabur ve karakol komutanlarının da aralarında bulunduğu 18 kişi hakkında "taammüden öldürme" suçlamasıyla dava açıldı. Ancak Adıyaman 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 4 Temmuz 2022'de "somut, kesin, inandırıcı delil elde edilemediği" gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar verdi.

Aileler ve İHD, karara tepki göstererek dosyayı Yargıtay'a taşıdı. Cumartesi Anneleri, 1075. haftada Yargıtay'ın adaletin önünü açacak bir karar vermesini talep etti.

"Vicdanı, Kaybedenleri Beraat Ettirerek Adaleti Öldürdüler"

Eylemde, kaybedilen Davut Altunkaynak'ın babası Abdulaziz Altunkaynak'ın mektubu da okundu. Altunkaynak, 30 yıllık süreçte yaşadıkları engellemeleri ve baskıları anlatarak, beraat kararı için şu ifadeleri kullandı:

"Küçücük çocuklarımızı kaybederken vicdanı, kaybedenleri beraat ettirerek adaleti öldürdüler. Biz olmasak bile çocuklarım ve sonra torunlarım davamızın peşini bırakmayacak."