Bugüne kadar bu sayfada hep halkın yakıcı gündemlerini dile getirdik, bunlara çözüm aramaya çabaladık. Nitekim aynı topraklar üzerinde yaşıyoruz, bizim buralar da öyle sanıldığı gibi sütliman değil...

Bugün sizlere grup başkanlığını yaptığım Toplumsal Medya'nın da mağdurlarından olduğu bir dolandırıcılık hikayesini anlatacağım. Hem sokaktaki yurttaşla aynı mücadeleyi verdiğimiz, bir farkımızın olmadığı daha iyi anlaşılsın diye. Hem de hukukun ülkede ne denli ayaklar altına alındığı bir kez daha yalın yalın ortaya dökülsün diye.

Geçtiğimiz hafta CNR'ın çok sayıda yayınevi ve kuruma karşı giriştiği ahlak dışı 'ticari' faaliyetini 'Bir dolandırıcılık hikayesi: CNR ortada olmayan fuarın icrasını gönderiyor' başlığıyla arkadaşlarımız kamuoyuna duyurdular. Haberde söz konusu edilen ve CNR Holding'e bağlı şirketlerden biri olan Pozitif Fuarcılık, onlarca yayınevi ve kurumu, yapılmayan kitap fuarı üzerinden dolandırmış ve bir de üstüne bu firmalara düzenlenmeyen fuarın alacağına karşılık icra göndermişti. Bu yayınevlerinden biri de grubumuza bağlı Toplumsal Yayınevi.

İFLAS EDEN DEV Mİ, GÖLGESİ Mİ?

Birçok basın organı tarafından da gündeme getirilen haberle birlikte bir kamuoyu yaratılmış oldu. Haber ve oluşturulan kamuoyu ile birlikte şirket yetkilileri mağduriyetlerin giderileceğine dair çeşitli teminatlar verdi. Tam da bu haberin peşinden ajanslardan "CNR hakkında iflas kararı" şeklinde bir haber geçildi. Bu habere göre, Bakırköy 1. İcra Dairesi, CNR Uluslararası Fuarcılık ve Ticaret A.Ş için tasfiye sürecini başlatmıştı. Basın organları bu haberi "Fuarcılık devi iflas etti" gibi gerçekten oldukça uzak başlıklarla servis ederken şirketin itiraz hakkının bulunduğu ve dosyanın Yargıtay'a taşınacağı da haberlerin en dibinde şöyle bir geçiriliverdi.

Oysa, sanki CNR Holding iflas etmiş gibi yansıtılan haberlerin arkasında uzun zamandır atıl durumda olan bir şirket yatıyor. CNR Uluslararası Fuarcılık ve Ticaret A.Ş., CNR Holding'e bağlı olan 21 şirketten sadece biri ve uzun süredir faaliyet göstermiyor. İşin ilginç yanı ise, iflas eden şirketin, onlarca yayınevini senet imzalatarak borçlandıran ve daha fuarı bile düzenlemeden alacaklara faiz bindirip yayınevlerine icra göndermeye kalkan şirketin öncülü olması. CNR Uluslararası Fuarcılık ve Ticaret A.Ş. açılan davalarla boğuşmaya başlayınca yerine Pozitif Fuarcılık Anonim Şirketi kurularak devreye alındı ve kitap fuarı organizasyonları bu firma üzerinden yapılmaya başlandı.

HEP AYNI NUMARA...

İkinci bir ilginç yan, daha doğrusu hikayenin koptuğu kısım ise şurası... CNR Uluslararası Fuarcılık ve Ticaret A.Ş.'yi iflasa götüren dava bir haksız kazanç davası. Nasıl mı, hemen izah edeyim. Flap Kongre isimli bir firma 2014 yılı Ekim ayında, 2017 yılında yapılacak bir petrol kongresi ile ilgili olarak CNR Fuarcılık ile anlaşıyor. Bu, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve bakanların da katılacağı planlanan bir fuar organizasyonu. Flap Kongre, organizasyon için ödenmesi gereken 800 bin avroyu da CNR'a tekmili birden ödüyor. Buraya kadar hiçbir şey yok. Sonra, Flap Kongre CNR'ın fuar alanının Erdoğan'ın katılımı için güvenli olmadığı sonucuna varıyor ve fuar alanını değiştirmek istiyor. Tüm dünyadan devlet insanlarının katılacağı bu kongrelerde birinci bakılacak kısım bu güvenlik meselesi. Flap Kongre ne hususta sorun çıkacağını hesapladı ya da güvenlik zaafiyeti oluşacağı uyarısı devlet yetkilileri tarafından mı yapıldı bilinmez ama sonuç olarak bu noktaya varılıyor. CNR Fuarcılık ile görüşen şirket, ödemenin iade edilmesini talep ediyor. Son gün değil, son hafta değil; fuar tarihinden üç ay önce. Ancak CNR, allem edip kullem edip ödemeyi iade etmiyor. Gerekçe; mücbir sebebin oluşmaması. Yani CNR diyor ki, devlet büyüklerimizin ya da yabancı davetlilerin güvenliği bizden sorulur! Yahu siz kimsiniz, sizin güvenlik gücünüz ne? Güvenlik garantiniz fuar alanında misafirleri yönlendirmek ve genel huzuru sağlamakla görevli güvenlik emekçisi kardeşlerimiz mi? Neyse, anlayacağınız CNR 800 bin avronun üstüne tastamam yatıp Flap Kongre isimli şirketten de üstüne bir bardak soğuk su içmesini istiyor.

YAYINEVLERİ KOLAY LOKMA MI?

Yayınevlerine yaşatılanla bu olayı bir arada değerlendirdiğimizde CNR cephesinde yalnızca yer yer şirket isimleri değiştiğini ama kafa yapısının ve Ali Cengiz oyunlarının hep aynı şekilde uygulandığını rahatlıkla görebiliyoruz. Ama maç henüz bitmedi... Öyle yok hak etmediğin paranın üstüne yatmak, 1,5 yıldır pandemi şartlarında gırtlaklarına kadar borca batmış yayınevlerinin üstüne kolay lokma sanıp çullanmak. Artık yayınevleri bir kez yan yana geldi, lokma sandıkları şeyin boğazlarına takılacağı açık. Bu dolandırıclığı bir yandan teşhir ederken diğer yandan da hukuki mücadelemizi sonuna kadar vereceğiz.

Verdiği bir demeçte CNR Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ceyda Erem "büyümenin sürmesi için fuar alanında her gün nazar duası okuyorum" demişti, onu hatırladım şimdi. Patron Ceyda Erem nazar duası okusun elbette ama bu ticari ahlak değişmedikçe işlerin düzelmesi için daha çok çeşitli dualar etmesi gerekecek.