Çifte standart devam ediyor işte Avrupa'nın gerçek yüzü  dünya ülkeleri ile ülkemiz Türkiye i ayırmak için devam eden bir zihniyet gayet üzücü bir hal aldı 

Bu arada Dünya Sağlık Örgütü yaptığı açıklamada Türkiye'yi salgının etkisindeki 40 ülke içinde 36'ncı 'en güvenilir ülke' seçti. Görünen o ki yanlış giden bir şeyler var. Ülkemiz bu zor günlerde elinden gelen gayreti göstermekte ve eksiklerine rağmen en iyi şekilde vazifesini yapmakta. Dünya Sağlık Örgütü'nün açıkladığı listedeki 36'ncılık konumuz değil. Zira şu an bir zirve yarışından da bahsetmiyoruz. Konu insan sağlığı ve dünyanın izalasyonu.

Benim bundan çıkarttığım sadece şu... Kayıpları en yüksek olan ülkeler arasında yer alan İtalya ve İspanya için "pozitif gelismeler var" diyebilen bir Dünya Sağlık Örgütü'nün kendi yağında kavrulan ülkemiz için ortaya koyduğu güven sıralaması hiç de hoş değil.

***

Önümüzde yaz ayları var, şimdi yaza gelelim... Avrupa'nın yakınındaki en ekonomik turizm cenneti Türkiye'dir. Uyanık bir manifesto ile turizm Türkiye'ye kayabilir zira bu kaymayı önlemek için ve ekonomik kaydırmadan kurtulmak için ilgiyi başka yerlere çevirmek gerekiyor. Çeviriyorlar da... Zira açıklanan listedeki diğer ülkeler için manidar bazı noktalar var. İspanya ve İtalya için "sistemi güvenilir" demeye getiriliyor. Oysa şimdiye dek Türkiye'dekinin 10-15 katı can kaybı var iki ülkenin de. Ayrıca her geçen gün bu ülkelerdeki can kayıpları büyük artışlar gösteryiyor. Bu ikiyüzlülük bizi elbette üzüyor ancak şu an bu açıklamaların ne yeri ne de zaman. Burada bir konuya ilginizi çekmek istiyorum, elinden gelen gayreti gösteren ülkemizin belki hataları var ancak Dünya Sağlık Örgütü'nün bu tür bir açıklama yapması ne olursa olsun vahim. İşte yine bir çifte standart...

Maalesef bizi bu coğrafyada görmek istemeyenler var. Biz ise elimiz kuvvetli başımız dik kendi üretimimizi yapan bir ülke olmaz zorundayız. Pamuk, tütün, fındık, çay, kenevir, mısır, patates, pirinçte ve hayvancılıkta, hafif sanayide, teknolojide ve de turizmde bölgenin kuvvetli ülkesi olmak zorundayız. 

Onun için zaman birlik olma zamanıdır. Bizlere düşen, el ele verip, kavgayı bırakıp birbirimizin yanlışlarını düzelterek doğruyu hep beraber bulmak.