CHP'nin başına Kılıçdaroğlu oturtulacak

Türkiye, hızla CHP’nin odağında olduğu bir bunalımın içine itildi.

Bu bunalımı planlayan ve yürüten AKP Lideri Erdoğan ile Saray ekibidir.

Nedeni de 31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel yönetim (belediye) seçimlerinin sonucudur.

***

En önemli büyükşehir belediyelerini CHP’nin kazanması, Türkiye nüfusunun yüzde 60’ını yönetir durumuna gelmesi, iktidar partisini çok rahatsız etti. MHP ile birlikte bu gidişi tersine çevirmek için ne yapmak gerektiğini konuştular. Sonunda, belediye seçimlerini CHP’nin kazanmasında önemli rol oynayan Türkiye ittifakını yani CHP-DEM ittifakını yıkacak; CHP’yi iç kavgaya sürükleyecek planda karar kaldılar.

CHP ile DEM’i ayırmak için çok şaşırtıcı biçimde Devlet Bahçeli “Terörsüz Türkiye” çıkışını yaptı. Öyle ki terör elebaşısı Öcalan’ın ümit hakkı ile İmralı’dan çıkartılmasını bile önerdi. Bu süreç sürdürülüyor.

***

İşin ikinci ayağı ise Ekrem İmamoğlu üzerinden başlatılıp giderek yaygınlaştırılan yargı kıskacı…

Bu iş için de Erdoğan kabinesinde adalet bakan yardımcısı olarak görev yapan Akın Gürlek İstanbul’a başsavcı yapıldı. AKP’li olduğu AKP hükümetinde görev yapmasından belli olan Akın Gürlek, CHP’li belediyelere operasyon üstüne operasyon yaptı. İmamoğlu’nu ve birçok CHP’li belediye başkanını hapse attırdı. Aylardır hapiste tutturuyor. Belli ki bu işe uygun başka savcılar ve yargıçlar da ayarlanmış. Bunlar, başta İstanbul Ankent Belediyesi olmak üzere CHP’li belediyeleri çalışamaz hale getirmek için kritik noktalardaki bürokratları da hapse atıp itiraafçı olmaya da zorladılar. Savcılık, yandaş basınla el ele verip daha baştan belediye başkanlarını suçlu ilan ederek tarafını belli etti.

***

Yargı operasyonunun ikinci ayağını ise Özgür Özel’in genel başkan seçildiği kurultayın iptal edilmesi oluşturuyor. Aslında bu amaçla CHP İstanbul İl Başkanlığı’na bir yerel mahkeme kararıyla kayyum atandı.

İstanbul seçimini şaibeli ve geçersiz ilan eden bu karar boşuna verilmedi. Ankara’da görülen ve genel başkanın kaderini belirleyecek olan davada, İstanbul kararı bir dayanak noktası olarak kullanılacak. Bu Adalet Bakanı koltuğundaki AKP’li şahıs da açıkça söyledi. Ve bu ortamda gözler 15 Eylül’deki kurultay davasına çevrildi. Bu duruşmadan bir sonuç çıkar mı çıkmaz mı bilemem ama sonunda bu mahkeme istenilen kararı verecek: Ve CHP Genel Başkanlığı’na da bir kayyum atanacak…

İşte o kayyum da Kemal Kılıçdaroğlu olacak… Zaten 2010 yılında CHP Genel Başkanlığı’na gelmesi de karanlık bir operasyonunun sonucu olan Kılıçdaroğlu’nun bu atanışı ile CHP derin bir iç çatışmaya yuvarlanacak…

Böylece AKP-MHP ittifakının planı da uygulanmış olacak…

***

Sözün özü: Saray’da geliştirilen ve belirli savcılarla yargıçların görevlendirildiği bu çift ağızlı operasyonda DEM ile seçim ittifakı yapan Ekrem İmamoğlu ile Özgür Özel devre dışı bırakılacak. CHP de derin bir bunalıma itilerek birinci parti konumundan indirilecek…

Erdoğan-Kılıçdaroğlu-yargı üçlüsünün Saray saltanatını sürdürmek için devreye aldığı bu operasyon Türk demokrasisine büyük bir darbe olacak… Çünkü seçim güvenliği, seçilmişlerin güvenliği yok edilmiş olacak… Bu da seçimin geçersiz hale getirilmesi ve dolayısıyla da demokrasinin yere serilmesi olacaktır.

Türkiye’yi karanlık günler bekliyor…

Tarafsız görünmeye çalışanlar bilmeliler ki bu konu, CHP’yi savunmaktan çok daha derindir ve demokrasiyi savunmakla ilgilidir.

{ "vars": { "account": "G-9KFVFXJPJ" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }