31 Mart yerel seçimleri sonrası AKP’nin sanayinin yoğun olduğu gelir getiren illeri bir bir kaybetmesi, AKP içerisinde yaşanan hayal kırıklığı parti içerisinde kırılmalara neden olmuştu. Kırılmaların ardından Erdoğan’ın korku imparatorluğu temelden sarsılmaya başlamış ve parti ileri gelenlerinin bir kısmı AKP’den istifa ederek kendi partilerini kurmuşlardı. DEVA Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu örneğinde olduğu gibi.

Muhalefeti “Millet ittifakı” çatısı altında toplamayı başaran Kemal Kılıçdaroğlu 24 Haziran 2018’de yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, cumhurbaşkanı adayı CHP’li Muharrem İnce’yi partide tutmayı başaramadı. Ve partinin ağır toplarından olan İnce’yi kaybetti.

Gelinen süreç içerisinde pandemininde etkisiyle iyice zayıflayan İktidar çözülme sinyalleri verirken yerelde CHP’nin bazı belediyelerinin zaafiyete uğraması sonucu İyi Parti, Deva ve Gelecek Partilerinin olası bir erken seçimde oylarının yükselişe geçeceği konuşulmakta.

Kılıçdaroğlu’nun etrafını kuşatan kurmaylarının 31 Mart yerel seçimlerinde aday belirleme konusunda liyakate göre değilde, gelecekte kendi çıkarlarını parti çıkarlarının önünde görebilecek kişilerin adaylaştırılması sonucu bazı belediyelerde yaşanan zaafiyetin CHP’ye ve Kılıçdaroğlu’na karşı, her gecen gün büyüyen bir tepkinin çığ gibi yükselmesine neden olmakta.

Daha önceki yazılarımda da geçmişi anımsatarak gündeme getirmiştim. SHP’nin ANAP karşısında yerelde kazandığı zaferi nasıl heba ettiğini.

Hani bir laf varya “tarih tekerrürden ibaret” hiç de boş bir laf değilmiş. SHP dönemini yaşayanlar bilir…

Ne mi olmuştu?

Sosyal Demokrat Halkçı Parti (SHP) 1989’da yapılan yerel seçimlerde iktidardaki Anavatan Partisi'ne (ANAP) 7 puan fark atarak zafere ulaşmıştı. Yerel seçim sonuçlarında genel seçime dair önemli bir veri kaynağı olarak kabul edilen il genel meclisi oylarının ise % 28,6’ya ulaşan SHP 1987’de yapılan genel seçimlere göre oylarını 4 puan artırmıştı.

1989’da başta Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Gaziantep ve Kayseri olmak üzere toplam 39 ilin Belediye Başkanlıklarını kazanmış, yoksul emekçi sınıfın umudu haline gelinmişti.

Ancak evdeki hesap çarşıya uymadı. Yani emekçilerin beklentisi olan sosyal belediyeciliğin yerini rüşvetin tavan yaptığı bir yönetim biçimi aldı. Tabi bunun faturası ağır oldu, Bir sonraki yerel seçimde Ankara, İzmir ve İstanbul dahil önemli belediyeler kaybedildi.

26 Mart 1989’da iktidar partisi olan ANAP’a % 7 fark atıp % 28,6 ile seçimin galibi olan SHP’nin Belediyelerdeki başarısızlığıyla birlikte yaşadığı skandallar da cabası olmuş halkın güvenini kaybederek girdiği 27 Mart 1994 genel seçimlerinde % 17 oy alıp 11,6 puan kaybederek AKP’li cumhurbaşkanı Tayip Erdoğan’ın siyaset sahnesindeki merdivenleri birer ikişer atlayarak ülkede tek adam olmasının yolunu açmıştı.

26 Mart 1989 yerel seçimlerindeki başarısını iyi yönetemeyip birçok skandala imza atan SHP’li yerel yöneticilerin bugün birçoğu CHP kadrolarında yöneticilik yapıyor. CHP’li yöneticilerin geçmişten ders çıkaramayarak, SHP’de yaşanan hastalıkların ve alışkanlıkların günümüzde de yaşanması gün itibariyle ülkeyi yönetememe sorunu yaşayan AKP’nin karşısında CHP olası bir erken seçim yada 2023’de yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği  seçimlerinde 1994’de SHP’nin yaşadığı hezimeti bir kez daha yaşaması kaçınılmaz olacaktır.

Bu durumda CHP ile seçmeni arasında yeni sorunlara neden olabilir.

Biz CHP'yi şimdilik uyarmış olalım, gerekirse daha somut örnekler verebileceğimizi de tekrardan anımsatalım.