Yok canım…

Bunlar Müslüman mahallesinde salyangoz satıyorlar…

Şu Aleviler olmasaydı da Müslümanlar gölgesiz bir inanç şemsiyesi altında huzurlu bi fani süreç geçirseydi… O zaman İslam aleminde yaşayan ve cennet bahşedilmeyen bir tek kul kalmayacaktı. Ama bu Aleviler yok mu!..

Var!..

Var…

Ne Yavuz yok edebildi, ne Maraş Çorum kıyımlarında yol edilebildi…

Ne de Sivas kara lekesi Alevilerin aydınlık yüzünü karartabildi…

Tam tersine; Alevilerle dayanışma içine giren, yanlarında yer alan demokrat Sünni aydınların sayısı inadına arttı.

Aleviler, oldum olası zındık Müslümanların gözüne batmıştır. ‘Katli vacip’ türünden hedef olmuştur. Hele de söz sahibi olunacak bi yerlere geldiyse, vay haline…

Meral hanım, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener henüz MHP’deyken, 2013 Ekiminde İstanbul Büyükçekmece’yi ziyaret etmişti. O zamanki partisinin ilçe binasında yapılan toplantıda, “Sayın Kılıçdaroğlu ile başlayan süreçte, Alevilik-Sünnilik ayrıştırması oluşturuldu. Nerede kaldı kardeşlik” demişti.

Bu sözler, laf ola beri gele türünden, yani; bir kulaktan girip diğerinden çıkacak cümle değildi. Meral Akşener bu ülkede İçişleri Bakanlığı yapmış, güvenlik güçlerini geçtik, uçan sineğin rotasını izleyebilen, gelişmeleri takip ettiği gibi sonuçlarını da irdeleyebilen istihbarat birimlerinin de patronuydu. O sözleri havada kalsın diye söylemedi. Bunu şimdilik buraya yazalım…

Duyduğumuz o ki;

CHP’de özellikle İstanbul il kongresinde başkanlık koltuğunu bir Alevi kazanmasın diye çalışmalar yapılıyormuş. Yetmedi, büyük kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu’nun da Genel Başkan olarak defterinin dürülmesi hesabı yapılıyormuş…

Dikkat et, ‘muş’ dedik…

Şimdi;

Bi kere, Cumhuriyet Halk Partisi bir Alevi partisi değil.

Aleviler kısaca, saltanata son veren Cumhuriyetin güvencesi olan çağdaş bir parti gözüyle baktığından dolayı kuruluşundan bu yana CHP içerisinde yer almıştır. Atatürk’e olan sevgi ve minnetlerinden dolayı CHP’yi savunmuş, tercih etmiştir. Kendileri gibi aydın demokrat Sünni vatandaşlarla birlikte CHP’de aydınlık yarınlar için mücadele etmişler-ediyorlar. Aleviler yoğun olarak CHP’de yer alıyorlar diye parti alevileşmez. Maazallah, ya hep birlikte AK Parti’ye kaysalardı ve Kemal Kılıçdaroğlu’nu AK Parti Genel Başkanı yapsalardı…

Haa…

İşine gelmedi değil mi!

Kurucularının dünyevi ve manevi görüşlerinden dolayı Sünni vatandaşlar ağırlıklı olarak AK Parti’yi destekliyor ama, Cumhurbaşkanı ve iktidar partisi Genel Başkanı Erdoğan’ın henüz “AK Parti Sünni bir partidir” dediğini duymadık. Zaten içinde Alevi inançlılar da cirit atıyor. AK Parti’de Sünni Genel Başkan gider, bir diğer Sünni gelir. Ama CHP öyle değil. Genel Başkanı Alevi olacak diye bi saplantı peşinde koşulmuyor. Alevi gider Sünni gelir… Bunun Yahudisi de olabilir, Ortodoksu da… Yeter ki koltuğu hak etsin.

Ancak bilinçli bir şekilde;

Yezid gibi, Yavuz gibi, Maraş-Çorum-Sivas katliamlarında olduğu gibi hadi parti tabanını yok edemezsin de; sırf Alevi olduğu için Genel Başkanını silmeye yeminli bir mücadeleye girersen, ki olabilir de hedefe ulaşabilirsin de ama, CHP’yi AK Parti’nin kucağına atarsın!

Ağır geldi değil mi…

Bunları söylemek ya da yazmak için CHP’li olmak da gerekmiyor. Aklın yolunu görmek yeterli.

Görünen o ki; CHP güncel değil, kalıcı karıştırılmak isteniyor. Bu da en kolay, çakma partililerle yapılır. Partiye hariçten çakılanlarla yapılır. CHP’liymiş gibi davrananlarla yapılır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yarışında Ekrem İmamoğlu’nun Alevilerce desteklendiği gibi, olası bir Alevi isim de İl Başkanlığı yarışında hak ettiğine inanılırsa Sünni delegelerce desteklenmeli.

Ne demişti dedik Meral hanım;

“Sayın Kılıçdaroğlu ile başlayan süreçte, Alevilik-Sünnilik ayrıştırması oluşturuldu. Nerede kaldı kardeşlik.” Meral hanım, bu sözleri laf olsun diye söylemedi.

“Kardeşlik burada” diyebilmek için, zındıkların ayak oyunlarına gelmeden CHP çatısı altındaki Alevi-Sünni ve diğer inançtan herkes kol kola girmeli.

Ellerini ovuşturanların ekmeğine yağ sürülmemeli.

Bak gör o zaman Müslüman mahallesinde salyangoz satılıyor mu, satılmıyor mu…

Ha, dedik ki ‘miş’ ‘muş’…

Ya değilse!..