Yürüttüğü çalışma hakkında konuşan Hidrobiyolog M. Levent Artüz, "Müsilaj olduğu gibi Marmara Denizi’nde duruyor ama şekli farklı. Çalışmalar sırasında çok vahim ve çarpıcı sonuçlar elde ettik. Durum o kadar vahim ki yanılmış olmamızı umuyorum" dedi.

Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı bünyesinde yürütülen Marmara İzleme Projesi (MAREM) kapsamında Ocak 2021 tarihinden bugüne, Marmara Denizi genelinde toplam 200 istasyon ve 450 farklı noktada sürdürülen deniz çalışmalarının “Kütlesel Müsilaj Oluşumunun Durumu ve Marmara Denizi Ekosisteminde Bıraktığı Etkiler” alt başlıklı deniz çalışma ayağı sonuçlandı.

28 Ağustos 2021 tarihinde Tekirdağ'da Mürefte Limanı'ndan başlayan çalışma, 4 Eylül tarihinde yine Mürefte Limanı'nda sonlandı.

BİLİMSEL EKİP ÜYELERİ
Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi tarafından desteklenen çalışmaya MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, MAREM Proje Koordinatörü Elek. Müh. O. Bülent Artüz ve Dr. Öğr. Üyesi Aydın Dönmez, Prof. Dr. Bahattin Yalçın, Prof. Dr. Dumrul Gülen, Prof. Dr. Celal Kurtuluş Buruk, Dr. Mustafa Zengin, Dr. Mine Aydın Kurç, Dr. Mehmet Burak Aksu, Arş. Gör. Furkan Meletli, Arş. Gör. Mücahit Özdemir, Kimya Yük. Müh. Hakan Serbest, Kimyager Nihal Kuzu, Su Ürünleri Müh. Gülbüke Yağcı, Mehmet Mücahit Güncü, Su ürünleri Yük. Müh. Oğuz Olgaç Erişti ve Kameraman Fatih Dedeoğlu katıldı.

Kaptan Ali Aktay, 2. Kaptan Kemal Karanfil, 3. Kaptan Erdoğan Denizli, Vinç Öperatörü Gökhan Ballı ve aşçı Hasan Dingil de gemi mürettebatı olarak çalışmaya katıldı.

'MÜSİLAJ OLDUĞU GİBİ DURUYOR'
Çalışma hakkında konuşan Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi’nin Lideri Hidrobiyolog M. Levent Artüz, “Müsilajın deniz ortamı içersinde çok farklı safhaları var, kamuoyu su üzerinde örtü halindeki safhası ile ilgilense de müsilaj hacminden büyük miktarlarda kaybetmeden farklı safhalar şeklinde bütün Marmara Denizi’nde halen mevcut. Yani müsilaj olduğu gibi Marmara Denizi’nde duruyor ama şekli farklı" dedi.

'DURUM O KADAR VAHİM Kİ YANILMIŞ OLMAMIZI UMUYORUM'
Müsilajın ufak bir kısmının bakteriolojik olarak ayrışmaya başladığını aktaran M. Levent Artüz, "Bu ayrışmanın hızlanması için ortamda yeterli çözünmüş oksijen gerekli, ancak bu mevcut değil. Bu kütleyi parçalayacak mikroorganizmaların nasıl bir sorun oluşturacağı da ayrı bir konu" diye konuştu.

Sonuçların vahim olduğunu söyleyen Artüz, "Çalışmalar sırasında çok vahim ve çarpıcı sonuçlar elde ettik. Birkaç gün bu sonuçlardaki yanılma payımızı test etmek için harcayacağız, durum o kadar vahim ki yanılmış olmamızı umuyorum. İlk ölçüm ve gözlemlere göre iş müsilaj sorununu çok ama çok aşmış durumda. 'Bu seneki manzarayı arayacağız, bundan sonraki felaket bunu (müsilajı) aratıracak nitelikte olacak' demiştim, sanırım o duruma geldik" dedi.

Artüz, analizler sonuçlandığında geniş kapsamlı olarak durumu kamuoyuna duyuracakları bildirdi.

'ERGENE DEŞARJI ETKİ ALANINDA OKSİJEN SEVİYELERİ DİBE VURMUŞ DURUMDA'
Ergene deşarjının yarattığı sonuçlara da değinen Artüz "2013 senesinde 'deşarj gerçekleşirse' diye yaptığımız modelleme ve Türkiye Barolar Birliğinde buna bağlı sunumda belirttiğimiz unsurlar ne yazık ki çıkıyor. Marmara Denizi büyük bir bölümü ile gri renge bulandı, suda çözünmüş oksijen seviyeleri deşarj etki alanı içinde dibe vurmuş durumda. Canlı çeşitliliği ise ancak 'yok' kelimesi ile anlatılabilir. Marmara’yı bu hale soktuk ancak Ergene deşarjı ile çok kısa bir süre sonra Karadeniz’i kaybedeceğiz, Kuzey Ege Denizi’ni çok ama çok büyük bir risk altına sokacağız" dedi.