Türkiye’nin temel sorunlarından birisi de çocukları yetiştiren kadınlarımızın cehaleti idi. AKP iktidarları, kadınları din üstünden kuşatıp önemli bir kısmını daha da cahilleştirdi. Bu süreçte de türbanı bir silah gibi kullandı. İslam dininin toplumsal özünü yok sayıp saçı kapatmayı dinin temeli gibi kabul ettirdiler. Buna kanan kadınlar, erkek egemenliğine dayalı din görüntülü sosyal düzeni erkeklerden daha çok savunur oldular.

Bu sürüleştirme operasyonunu elbette ki AKP Lideri Tayyip Erdoğan yönetti. O kadınlar da Erdoğan’a cevap vermek için yarıştılar. Bunlardan bazıları, Erdoğan’a açıktan “Zevcen (karın) olmaya hazırım!” mesajı attı. Kıçının kılı olmaya aday olanlar bile çıktı. Erdoğan’a cariye olmaya hazır bu kadın tipleri Türkiye’de baskın hale geldi. TBMM’de erkeklerden daha ateşli biçimde kadın düşmanı programları savunan kadın milletvekilleri görüldü.

BU ÇEMKİRME BOŞUNA DEĞİL
Kadınları, erkeğin cariyesi haline getiren AKP projesi, kadınları değişik ölçülerde etkiledi. Bunun son örneğini Çorum’da gördük. CHP Lideri Kılıçdaroğlu sokakta yürürken bir çocuğun başını okşamak istiyor. Çocuğun anası, Kılıçdaroğlu’nu "Çocuğuma dokunma; haydi yürü, yürü, yürü!" diye sertçe azarlıyor.

Çorum’daki bir kadının CHP Lideri’ne böyle düşmanca tavır takınması işte bu cariyeleştirme programının sonucudur. Bu düşmanlaştırma süreci din-iman adına yürütülürken, AKP’nin sağladığı maddi imkanlarla perçinlendi. Bu kadınlar, kendilerine iş, otomobil, ev kazandıran bu iktidarı desteklemeyi dinin bir emri gibi görüp kendilerini kandırdılar ve mutlu oldular.

Süreç, “din-türban-iş ve mül mülk” üstünden perçinlendi.

Böyle yetiştirilen tiplerin ana muhalefet partisi liderine düşmanlık göstermesi, eline fırsat geçince de böyle çemkirmesi doğal sayılmaz mı?

Ama çıkar kanalları tıkanan bu kadınların zamanla aynı biçimde AKP Lideri Erdoğan’a da çemkirebileceğini şimdiden söyleyebiliriz.

AMA CUMAYA GİDİYOR…
Adam namazdan çıkmış cami avlusunda rakibine hakaretler yağdırıyor.

-Olsun; baksana cumaya gidiyor.

Memleketi, adamlarına yağmalatıyor.

-Olsun, cumaya gidiyor.

Milleti iki düşman kampa böldü.

-Ama cumaya gidiyor.

Vatandaşın çocuğu asgari ücrete iş bulamazken onun adamları üçer beşer maaş alıyor.

-Ama cumaya gidiyor.

Ülkemizi yolgeçen hanına çevirdi. Suriyeli milyonlar yetmedi şimdi Afganlıları dolduruyor.

-Olsun, cumaya gidiyor.

Fakiri daha fakir, zengini daha zengin yaptı.

-Ama cumaya gidiyor.

80 yılda alınan borcun üç katı borç taktı; hepimizi ödeyemeyeceğimiz yükün altına soktu.

-Olsun, cumaya gidiyor.

Tarikat yurtlarında, imam hatip yurtlarında, Kuran kursu yurtlarında bu milletin temiz çocuklarına tecavüzler oluyor, onlara hiç laf etmiyor.

-Ama cumaya gidiyor.

Taliban’la farkımız yok, diyor.

-Doğru diyor…

KRAVATLI TALİBAN’LAR
İslam tarihini bilmeyen adamlar oturmuşlar, milleti kandırmaya çabalıyorlar. Efendim bu Taliban ile El Kaide aynı şey değilmiş.

Peki farkları neymiş?

Birisi, önce hilafet kurulsun sonra emirlik kurulsun derken; diğeri önce emirlik sonra hilafet diyormuş.

Bunun aynı şey olduğunu bile anlayamayan sözde akademisyenler, yani kravatlı Talibanlar konuşup duruyorlar.

Bir fark daha var: kendileri gibi düşünmeyenleri öldürürken birisi bıçak kullanıyor, birisi kılıç…

Ne büyük fark değil mi?

Bir de siyasettekiler var. Giysisi Batılı, kafası Taliban… Fırsatını bulsa, boynundaki kravatı, sicim yapıp bütün muhalefeti o ipe asar…

Türkiye şu sıralarda sakin gibi görünse bile cumhuriyet yanlıları ile kravatlı Talibanlar arasında muazzam bir savaş var…

Talibancılar bu yüzden Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener’e saldırıyorlar ya…