Ulaşıma zam, ilgili milletin belini büküyor.

Ama herkes dişini biraz sıkacak. Şunun şurasında fakir fukaranın da otomobil sahibi olacağı yerli üretime ne kaldı…

Ya seçim yaklaşırken ya da en makulü yaz sezonu başlarken doğalgaz fiyatlarında indirime gidilir, sık dişini…

Elektrik dersen, zaten bulan adamın isminde meymenet yok. Yerli elektrik icat edildiğinde bedava dağıtılır bir ihtimal, az bekle…

***

Memleketin birinde bi köy varmış ki, mutsuzluk denen bi kavram tanımadıkları için ölülerini bile göbek atarak gömerlermiş…

Padişah ulemayı toplamış ve köyün kötü örnek olduğu gerekçesiyle köylülerin suratını asacak fikirler üretilmesini ferman buyurmuş…

Birçok öneri arasından, köyün dere yatağına köprü yapılmasını ve geçişlerin de sikkeye bağlanmasını kabul etmiş…

Suyu kurumuş bir metre genişliğinde, çukuru bile belli olmayan dere yatağına köprüyü kurmuşlar, geçişi de bir sikke yapmışlar…

Padişah, bi zaman sonra köylünün durumundan malumat istemiş…

“Haşmetlim, köylü köprünün yanından uzağından geçmiyor, ellerinde sikkelerle köprünün üzerinden gitmek için kuyruğa giriyor…”

Padişah bu; çare mi bulmaz:

“Köprüden geçişleri iki sikke yapın!..”

Bir zaman sonra Padişah, mutsuzluk tanımayan köylülerin sızlanışlarını duyacağı düşüncesiyle yine malumat ister:

“Haşmetlim, köylüler kucaklarındaki çocukları da köprünün başına geldiklerinde yere indirip ellerine iki sikke tutuşturuyorlar ve ille de köprüden geçiyorlar güle oynaya…”

Padişah, hiddetinden ne yapacağını şaşırmış durumda ağzından çıkartıverir:

“Tez en yapılı askerler köye gönderile, kadın erkek çocuk bütün köylüler domaltıla!..”

Bu önlemden sonra bütün köylülerin iki gözü iki çeşme zırıldayacaklarını düşünen Padişah'ın fikrine domaltmak girince, doğruca hareme yönelmiş…

İşini görüp cariyelerden birinin üstünden kalkıp kuşağını sararken, kadının gözlerindeki memnuniyet ışıklarını görünce kafasına bi yumruk yerleştirmiş:

“Eyvah!..”

***

Çarşı, pazar, harç derken, en temel ihtiyaçlardan orta direk lüksüne kadar ay sonunda ödenmesi gereken fatura sayısı her hanede en az beş-altıyı buluyor ama, ‘şükür’ edebiyatı bugüne de ‘hamdolsun’ dedirtiyor.

Sorarsan herkes ağlıyor, gözyaşları bi türlü idareye yansımıyor.

O halde…

Devam:

Cariye gözündeki ışıltı misali!..