1 Mayıs Taksim’dir.

1 Mayıs direniştir.

1 Mayıs sömürüye baş kaldırıştır.

1 Mayıs işçinin, emekçinin haksızlığa, gericiliğe, bölücülüğe, cinsiyetçiliğe baş kaldırışıdır.

1 Mayıs emperyalizme karşı duruştur.

1 Mayıs işçinin, emekçinin bayramıdır.

Ülkemizde en kitlesel 1 Mayıs, 1976’da kutlandı. Bu miting DİSK’in öncülüğünde ve Taksim Meydanı’nda yapıldı. O gün Taksim Meydanı’nı 400 bin emekçi doldurmuştu. 1977 yılında da saat 14.30’da başlayacak olan kutlamalar için Taksim alanı, sabahın erken saatlerinden itibaren dolmaya başladı. İşçiler, emekçiler, öğrenciler, kadınlar, çocuklar herkes oradaydı. Taksim alanında, iğne atsan yere düşmeyecek bir katılım vardı. Dönemin DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşmasının sonlarına doğru çevredeki binalardan halkın üzerine ateş açıldı. Yaşanan paniğin ardından 37 insanımız yaşamını yitirdi ve 200’den fazla yaralı vardı. O yıl “Kanlı 1 Mayıs” olarak tarihe geçti. O günden bu güne Taksim ve Kazancı Yokuşu yitirilen 37 canın anısına anmaların ortak noktasıdır. Kısacası, 1 Mayıs demek Taksim demektir.

İşçi ve Emekçinin Bayramı olan 1 Mayıs İstanbul’da her yıl olduğu gibi bu sabah da polis ablukasıyla karşı karşıya kaldı. Beşiktaş’taki genel merkezlerinden Taksim’e yürümek isteyen Disk yöneticileri polis tarafından gözaltına alındı. Disk Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda "Gözaltındayız! Bugün Türkiye'nin dört bir yanında işçi arkadaşlar çalışıyor o kamu düzeni bozulmuyor ama işçilerin 1Mayıs kutlaması kamu düzenini bozarmış!" diyerek sesini yükseltti.

Bugün Arzu Çerkezoğlu’nun yükselttiği sesi yıllar önce yine bir kadın şairimiz olan Yaşar Nezihe yükseltmiştir. 1923 yılında kaleme aldığı “Ey İşçi” şiiri Türkçe ilk 1 Mayıs şiirdir. Bu şiir o dönem Aydınlık Dergisinde yayınlanmıştır.

Ey işçi
Bugün hür yaşamak hakkı seninken
Patronlar o hakkı, senin almışlar elinden.

Sa'yınla edersin de "tufeyli"leri zengin
Kalbinde niçin yok ona karşı, yine bir kin?

Rahat yaşıyor, işçi onun emrine münkâd;
Lakin seni fakr etmede günden güne berbâd.

Zenginlere pay verme, yazıktır emeğinden.
Azm et de esaret bağı kopsun bileğinden,

Sen boynunu kaldır ki onun boynu bükülsün.
Bir parça da evlatlarının çehresi gülsün.

Ey işçi
Mayıs birde bu birleşme gününde
Bişüphe, bugün kalmadı bir mani önünde.

Baştanbaşa işte koca dünya hareketsiz;
Yıllarca bu birlikte devam eyleyiniz siz.

Patron da fakir işçilerin kadrini bilsin,
Ta'zim ile, hürmetle sana başlar eğilsin,

Dün sen çalışırken bu cihan böyle değildi,
Bak fabrikalar uykuya dalmış gibi şimdi.

Herkes yaya kaldı, ne tren var, ne tramvay
Sen bunları hep kendin için şan-ü şeref say.

Bir gün bırakınca işi halk şaşkına döndü,
Ses kalmadı, her velvele bir mum gibi söndü.

Sayende saadetlere mazhar beşeriyet;
Sen olmasan etmezdi teali medeniyet.

Boynundan esaret bağını parçala, kes, at!
Kuvvetedir hak. Hakkını haksızlara anlat.

1923 yılında yazılan bu şiiri okuyunca o günden bu güne çok şeyin değişmediğine de şahit oluyoruz. Daima işçi ve emekçinin ezildiği bir dünyada başkaldırış, hak arayış bu düzen değişene kadar devam edecektir.

Bu son aylarda koronavirüs nedeniyle iş yerlerinin kapanmasından dolayı çalışamadığımız ya da canımız pahasına çalışmak zorunda bırakıldığımız çok zor günlerden geçiyoruz. Gelirin olmadığı fakat giderin durmadığı tam bir darboğazın içinde sıkışıp kalmış durumdayız. Bu zor durumda işçinin, emekçinin değil de sermayenin yanında olanları unutmayacağız.

Bu yıl alanlarda olamayan bizler için, 1 Mayıs biz neredeysek oradadır. Haklı olan sesimizi daima yükselteceğiz. Direne direne kazanacağız…