Eşi Rahşan hanıma yazdığı çok anlamlı şiiri vardı...
“El ele büyüttük sevgiyi…"
O günlerden,
Bugünlere çok şeyler değişti…
Biz toplum olarak,
Tersini yaptık,
El ele yok ettik sevgiyle beraber her şeyi…
***
Her anlamda,
Özdeşleşme psikolojisinin kölesi olduk…
Bir türlü,
Birey olamadık…
Okumuyoruz,
Araştırmıyoruz,
Sorup, sorgulamıyoruz…
Bu yüzden de
Sürü halinde,
Güven arıyoruz
Kimlik arıyoruz…
Biat kültüründe,
Aidiyet arıyoruz…
***
Biat kültürünün temsilcileri,
Yönetimleri ele geçirince,
Ahlakın…
Adaletin…
Bilimin…
Özgürlüğün…
Çöküşü ve bitişi hızla yol aldı…
Oysa!
Ahlak ve özgürlük,
Ayrılmaz bir bütündür…
Biri olmadan,
Diğerini yakalamak mümkün olamıyor…
İşte tüm bunlardan dolayı…
Cehaletin,
Getirisi - götürüsü eşitlenince de,
Cehalet meşru kılındı…
Yalan,
Talan,
Haksızlık,
Hukuksuzluk,
Hırsızlık,
Kutsallaştı…
***
Sonuçta…
İyi - kötü
Ayrımını rafa kaldırmayı becerdik…
Kötü ve daha kötü ayrımında,
Boğulduk,
Kötünün iyisini aramayı özlem haline getirdik…
İyi olan her şeyi öteleyip,
Kötü olan her şeyi kabullenmeyi,
Başardık…
***
Peki!
Sonucun sonucunda,
Kötüden iyiye dönmeyi,
Başarabilecek miyiz?…
O da,
Ünlü Afgan fıkrasındaki gibi gizemini koruyor…
Bir gün,
Bakkal eşeği ile çerçi eşeği dertleşiyorlar…
Bakkal eşeği çerçi eşeğine,
Gardaş nasılsın diyor?…
Çerçi eşeği,
Akşama kadar bir tutam ot için yük taşıyorum,
İçine edeyim böyle hayatın ölmek istiyorum diyor…
Sen nasılsın?
Bakkal eşeği,
Benimde senden farkım yok ama,
Ben bir “umutla“ yaşıyorum?…
Benim sahibim çok sinirli,
Her akşam karısıyla kavga ederken,
Seni bu eşeğe becerttireceğim diyor…
İşte ben,
Bu umutla yaşıyorum…
***
Her şey bir tarafa,
Yapacak bir şey kalmayınca,
umudu kaybetmemeyi başarmakta,
Başarının bir sırrı diyelim…