Diyanetin başkanı kafayı içkiye takmış.

Bi bardak rakı doldurduktan sonra ben de kafayı Diyanetin başkanına taktım…

Camiler kalenin sancağı ya; göndermiş tamamına ‘okuyun’ diye bir fetva; ‘İçki; kötülüğün zehirli arkadaşı!’

Hutbeymiş bu arada, fetva değil; n’olcaksa… Bütün kötülükler içkiye yüklenirken, "İmanına ve umuduna sarılarak çalışan, erdemlerine sahip çıkan, düşünen ve üreten bir Müslüman olalım" falan demiş…

Olur…

Bu sıralarda içkiye verecek para bulamayan Müslümanların da ağır bastığı bi memleket olduk.

İnsanlar umuduna sarılarak çalışacak da; umut açık ara kaçarken sarılacak iş de yok!..

Bütün TV kanalları kapısını açar; al karşına bi 35’liği devirmiş öğrenciyi-emekliyi ve de yerse; yani ben içtiğim için ‘yerse’ diyorum; buyur erdem tartısına!..

Her bir birey düşünen ve üreten bir Müslüman olacak da; maşallah din çerçevesi dışında düşünenler, milyarlık destek alanlar dışında bişeler yapmaya çalışanlar sanki üreten Müslümandan sayılmıyorlar!..  

Bi de aklıma gelmişken;

N’oldu, adeta Hz. Muhammed’in önüne geçer gibi bi tavır almış:

‘İçki; kötülüğün zehirli arkadaşı’ diyerek…

Hadis var bu konuda. Diyor ki;

‘İçki bütün kötülüklerin anasıdır!’

Haa… Tabi bi de şöyle bi hadis var:

‘Cennet annelerin ayakları altındadır…’

Aynı peygamber söylediği halde, Diyanetin başkanı iki hadis arasında çelişki mi gördü ne… Tövbe!..

Bu memleketteki erişkinlerin yarısından fazlası içki tüketiyor. Onun da yarısı muktedirlerin sayesinde artık kendisi üretiyor. Ve içki, her birinin arkadaşı oluyor. Öyle zehirli arkadaş falan değil. Umut yok, iş yok, üretim yok; hepsini ellerinden aldılar. Bu insanlar, erdemi ellerinde tutarak içkiyle arkadaşlık ediyorlar. Boş verin Diyanetin başının hutbesini; Atasözü dinleyin ve erdemi elde tuttuktan sonra arkadaşınıza sakın ha sırt dönmeyin!..

Bi de İmamoğlu’na taktım kafayı…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na. Eleştiriler tırı vırı. Şeb-i Arus etkinliğinde Kuran Türkçe okunduğu için büyük bir mahcubiyet içinde özür dilemeyecekti. Neden mi:

İstanbul, dünyanın gözdelerinden olduğu kadar göz önünden ayırmadığı bir metropol. Saraydan sonra ilgi ile takip edilen bir kent. Belediyenin başında bulunan İmamoğlu da öyle görünüyor ki ‘Türkiye’ denince Başkan Erdoğan’dan sonra dünyanın takip ettiği 2 numaralı adam… Köln’de bi camide Kuran hangi dilde okunmuş Alman Başbakan Merkel’i çok ilgilendirmez ama İBB’nin Şeb-i Arus töreninde Latince okunsaydı yer yerinden oynardı. İçerde hasetinden bardak kıranlar değil öznemiz; dünyada siyasetin belirlendiği başkentlerde yer yerinden oynardı. Küfür etmiyosun ya; Allah’ın kelamını seslendiriyor, selamını iletiyosun. Sonuçta ve son olarak İslamiyet bütün insanlık için gelmedi mi;

Keşke o etkinlikte Kuran dünyada en yoğun konuşulan dil olan İngilizce okunsaydı. Bırak ondan sonra Macron Biden’i arasın…

Bence seneye Şeb-i Arus etkinliğinde eğer İmamoğlu sonradan özür dilemeyecekse, Kuran İngilizce okunmalı. Araya Türkçe de serpiştirilebilir tabi…

Ne demişti Aşık Mahzuni:

‘Ey Arapça okuyanlar,

Allah Türkçe bilmiyor mu!’