İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, yerel seçim çalışmaları kapsamında Ankara Mamak'ta esnafı ziyaret etti. Akşener’e İYİ Partililer ve İYİ Parti Mamak Belediye Başkan adayı Hüseyin Bayındır eşlik etti.

Akşener’e bir kadın, "Siz neden Mansur Yavaş’ı ve Ekrem İmamoğlu’nu desteklemiyorsunuz? Kazanamayacak kişilerle ortaya çıkılıyor. Milletvekilliğinde aldınız da niye şimdi belediye başkanlıklarında ayrılıyorsunuz?" diye sordu. Akşener de kadına, "Biz seçtirdik zamanında kardeşim. Bugün de tek başımıza bir girelim, görelim. Hangi milletvekilini aldık biz? Biz milletvekilliği seçimlerine ayrı girdik. Siz istediniz, biz de gereğini yaptık. Ayrı giriyoruz seçime kardeşim. Desteklemeyin sizde. Benim yüzümden mi perişan oluyorsun? Bu eskiliğin sebebi ben miyim? (kadının üzerindeki kıyafeti göstererek) Mansur Bey’i seçtik, neden bunu düzeltmedi o zaman? Cumhurbaşkanlığı’na niye seçtirmediniz? Biz bir parti kurduk. Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin şerrinden... Aileme emanet ettim. Sizin için mi parti kurduk biz? Biz bu millet için parti kurduk. Vermeyin bize kardeşim oy. Gidin CHP’yi destekleyin, seçtirin. DEM’e teşekkür ediyorsunuz, bize küfür ediyorsunuz. Hadi be" yanıtını verdi.

“ARTIK OY İSTEMEK İÇİN GEZİYORUZ”

Kuruyemiş dükkanını ziyaret eden Akşener, “Yerel seçime gidiyoruz. Elbette bütün esnafımızı gezerek oy istemek üzere yola çıktık. Sizden de adayımız burada kendisi için oy istiyoruz. Üç sene esnaf gezdim. Kendi partimi övmedim, başka partiyi yermedim. Şimdi seçim zamanı oy istemeye geldik.” dedi. Esnafa “İşler nasıl?” sorusunu yönelten Akşener, “Çok şükür olduğu kadar. Sizinleyiz” yanıtını aldı.

Akşener, daha sonrasında girdiği telefon malzemeleri satan dükkanda, “Üç sene esnaf gezdim ben. Bu dükkanlarda sadece sizleri dinledim, sonrada Meclis kürsüsünden sizin sesinizi dile getirdim. Şimdi seçim var. Artık oylarınızı istemek için geziyoruz. Hüseyin Bayındır için oy istemeye geldik” dedi.

“DEM’E TEŞEKKÜR EDİYORSUNUZ, BİZE KÜFÜR EDİYORSUNUZ”

Akşener, esnaf ziyaretini sonlandırdığı dükkandan çıktığında kalabalık içerisinde kendisini bekleyen bir kadın, “Siz neden Mansur Yavaş’ı ve Ekrem İmamoğlu’nu desteklemiyorsunuz? Kazanamayacak kişilerle ortaya çıkılıyor. Biz halk olarak çok perişanız. Sana üstümü başımı göstereyim. Bölük bölük bölmeyin. Milletvekilliğinde aldınız da niye şimdi belediye başkanlıklarında ayrılıyorsunuz” diye yakındı.

Akşener ise vatandaşın sözlerine karşılık olarak, "Biz seçtirdik zamanında kardeşim. Bugün de tek başımıza bir girelim, görelim. Hangi milletvekilini aldık biz? Biz milletvekilliği seçimlerine ayrı girdik. Siz istediniz, biz de gereğini yaptık. Ayrı giriyoruz seçime kardeşim. Desteklemeyin sizde. Benim yüzümden mi perişan oluyorsun? Bu eskiliğin sebebi ben miyim? (kadının üzerindeki kıyafeti göstererek) Mansur Bey’i seçtik, neden bunu düzeltmedi o zaman? Cumhurbaşkanlığı’na niye seçtirmediniz? Biz bir parti kurduk. Ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin şerrinden... Aileme emanet ettim. Sizin için mi parti kurduk biz? Biz bu millet için parti kurduk. Vermeyin bize kardeşim oy. Gidin CHP’yi destekleyin, seçtirin. DEM’e teşekkür ediyorsunuz, bize küfür ediyorsunuz. Hadi be” karşılığını verdi.

"BİZİM PARTİMİZ BAŞKALARININ VARLIĞINI SAĞLAMAK ÜZERE KURULMUŞ BİR PARTİ DEĞİLDİR"

Akşener, bu diyalogla ilgili muhabirler tarafından kendisine sorulan “Provokasyon olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusunu şöyle yanıtladı:

“Ben vatandaşın ister birileri tarafından söylensin, ister bir vatandaşa böyle deyin densin. İsterse kendiliğinden desin, can baş üstünedir. Burada bir sorun yok. Çünkü ben isteyenim. O kişi oy verir, vermez o ayrı bir şey. İstediğin süre içerisinde seçmen velinimet olmalıdır. Türkiye bunu kaçırdı. O hanım efendi provokasyon yaptı demiyorum. Çünkü de değil. Olsa ne olur? Bir sorunumuz yok. Biz bir siyasi partiyiz. Burada ciddi bir insan içini acıtan durum var. Vatandaşın karşısına kendimizi tarttırmak üzere çıkabiliriz. Vatandaş bana ‘Ey Meral Akşener, kendini tarttırdın, seni sınıfta bırakıyorum’ diyebilir. O zaman bana düşen ‘eyvallah’ demektir. Şu anda siyasi liderler içerisinde, siyasi liderliğe doğru giden arkadaşlarımız için de Türkiye’de herhangi bir şahsın şuraya vatandaşı, buraya da kendi kellesini koyduğu baki değildir. Ben koydum kardeşim. Bizim partimiz başkalarının varlığını sağlamak üzere kurulmuş bir parti değildir. Üç yıldır geziyorum. Gezdiğim yerlerin içinde bir kere kendi partimi övmedim. Başka bir partiyi de yermedim.

Sayın İmamoğlu ve Sayın Yavaş ile ilgili problemli bir cümle, kelime etmemeye çalışıyorum. Çünkü seçilmelerini sağlayan ister toz zerresi... bazılarına göre toz zerresi, bazılarına göre hiç. İster de x miktar. Payı olan bir insanım. Bu arkadaşlarımızın o dönemde seçilmesi için kendime göre, yüzde 10’luk bir siyasi partinin lideri olarak kefalet koymuş bir insanım. Bizim bir etkimiz olmamış anlaşılan, problem değil. Ona da saygı duyuyorum. Ama aleyhlerinde yanlış bir kelime etmemeye gayret ediyorum. Burada bu arkadaşlarımızın karşısına aday çıkarmak ‘vurun kahpeye’ anlamına gelemez. Buğra Kavuncu İstanbul’da oy alır seçilir, alamaz seçilemez....Sayın İmamoğlu ya da bir başkası seçilir. Ona ben saygı duymak mecburiyetindeyim. Benim partime yansıyan kısmın bedelini de ben ödeyeceğim. Kellesini koymuş kaç kişi var kardeşim? Hayal edin ben gittim, parti gitti. Biz CHP’yi var etmek için mi kurulduk? Veya bir başka partiyi... Bizim partimiz ve benim kadar her iki taraftan da hakaret yiyen biri yok."