Kübra Karabulut / Ankara

CHP’nin Akbelen’deki orman katliamı için yaptığı çağrı üzerine bugün olağanüstü toplanan Meclis’te Akbelen’de toprağını savunan İkizköylüler, direnişten bir adım geri atmayacaklarını dile getirdiler. Muğla’dan Ankara’ya gelen yaşam savunucuları, Meclis’in olağanüstü toplanmasına rağmen etkin mücadelede yetersiz kaldığına dikkat çektiler. CHP Grup Toplantısı’nda konuşan İkizköy sakini Necla Kılıç, mücadelede etkin rol almaları için “TOMA'ların önünde siper olmaya var mısınız, ben bunun sözünü almak için buradayım" ifadesiyle CHP’li milletvekillerinden söz istedi.

“YAPABİLECEĞİMİZ TEK ŞEY FİZİKİ OLARAK DİRENMEK”

Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Menteşe Meclisi üyesi ve Deştin Çevre Platformu Sözcüsü Haluk Özsoy, muhalefetin “Burası artık bir mafya devleti” sözünü hatırlattı. Akbelen’deki ağaç katliamını durdurmak için hukukun geçerli olmadığını belirten Özsoy, hiçbir şekilde hukuki bir düzenlemeden bahsedilemeyeceğini ifade etti ve “Yapabileceğimiz tek şey fiziki olarak direnmek” dedi. Akbelen’de 15 gündür direnen yerli halkın ve yaşam savunucularının bunu net bir şekilde gördüğünü söyleyen Özsoy, Akbelen’i kurtarmak için Meclis kürsülerinde konuşma yapmanın, basın açıklamalarının bir önemi olmadığını belirtti ve tüm muhalefet partilerinin örgütleriyle birlikte desteğe gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Akbelen’de muhalefetin tüm gücüyle fiziken varlık göstermesi halinde sonuç alınabileceğini yineleyen Özsoy şu ifadeleri kullandı:

“MURADIMIZ SESİMİZİ DUYURMAKTIR”

Muhalefet partileri bu işte kürsülerden konuşmaları basın açıklamalarını vesaireleri bırakıp bütün örgütlerini mümkün olduğu kadar gücünü Akbelen'e yığarsa, Muğla'ya yığarsa, ancak biz fiziki olarak orada bulunabilirsek çok ciddi bir kalabalıkla ve bir temsil yoğunluğuyla bulunabilirsek orada ancak o şekilde bu işten bir sonuç çıkar. Yoksa zaten hiçbirimizin beklentisi buraya gelip, Meclis’te toplanıp konunun açılıp AKP'nin de bir anda insafa gelip bunun araştırılmasını ve o şeyin iptalini kabul etmesi değildi zaten. Bizim buradan muradımız sesimizi duyurmaktır. Bizim burada muradımız bütün muhalefet partilerinin örgütlü bir kuvvetle Akbelen nöbet alanında toplanmasını sağlayabilmektir. Dolayısıyla bu olmadıkça hiçbir şekilde bir kazanım elde edebileceğimizi düşünmüyoruz. Yani dediğim gibi CHP için mesela her ilden birer otobüs kaldırmak çok basit bir şey ve orada on beş gün mesela dönüşümlü bir nöbet başlatılabilir. Hakeza diğer partiler için de öyle, İYİ Parti vesaire için. Dolayısıyla ancak bunu yaparlarsa samimiyet algılarız ve bunu yaparlarsa ancak gerçekten değiştirme ihtimalimiz olur. Yoksa dediğimiz gibi zaten meclis siyasetinden çok da ciddi beklentilerimiz yok.

Meclis’e gelen İkizköy sakinlerinin genel görüşü, Akbelen’in Meclis’te değil, muhalefetin tüm gücüyle Akbelen nöbet alanında olmasından geçtiği yönünde. Konuştuğumuz İkizköy sakinlerinin CHP Grup Toplantısı sonrası yaptığı değerlendirme şu şekilde:

Meclis’te sonuç alınacağından vallahi hiç umudum yok, hiç umudumuz yok. Yumruk masaya vurulacak. Biz çalışmazsak, yani köylü çalışmazsa bu şehirdeki vatandaşlar, açlığından ölür. Siyaset şu anda Akbelen'e geldi dayandı. Milas ilçesinin yarısını yok etmek istiyorlar. Burada su yok ama biz üreticiyiz, hayvancılık da yapıyoruz.  Burası bir de zeytin deposudur. Burada aşağı yukarı otuza yakın kontur fabrika var burada, zeytin üreten fabrika yani. Milyar dolarla kazanıyor. Akbelen daha çok on milyar dolar yapar, bizim oradaki üretimimiz daha çok eder.

“BEŞ SENE SONRA KÖMÜRÜ YESİNLER”

İkizköy sakinlerinden bir kısmı iktidarı ve direnişi kriminalize edenleri “Beş sene sonra kömürü yesinler” ifadesiyle tepki gösteren İkizköylü üç vatandaş, “Her şeye rağmen biz doğamıza, köyümüze, köylümüze sahip çıkacağız” ifadelerini kullandı. Meclis’e gelen İkizköylü iki vatandaş ise “Hepsini protesto ediyorum. Bize grup toplantısında söz verilmeliydi, verilmedi. Köylü kürsüde konuşmalıydı” dedi.